Kitap Ara >>>

30 Mayıs 2016 Pazartesi

SAMİ DEMİRKIRAN PKK İTİRAFLARI PDF

SAMİ DEMİRKIRAN PKK İTİRAFLARI PDF

SAMİ DEMİRKIRAN PKK İTİRAFLARI pdf kitap

PKK, tarihin en kanlı örgütüydü. Fakat kendi ekmeğiyle hainler sürüsü oluşturan
ve onları besleyen tek ülke T.C. olmuştur. Hem de Osmanlı Devleti gibi kutsal bir
mirasa karşı iç yıkımın temellerini atan ihanet şebekelerinin ortaya koyduğu pratik
faaliyetler gözler önünde bulunmasına rağmen.
Düşünebilir misiniz, içinizden, hem de ekmeğinizle beslenen bir şahıs çıkacak,
tek başına, bozuk tabanca efsanesi gibi teorilerle kendisini Kürt insanının (haşa)
Allah’ı olarak tayin edecek ve dini duygularını rencide ederek, yüce yaratıcımız
Allah’u Teâlâ’ya “Meho, İsmail” gibi vb. isimler takacak ve yine de bu kişi çok önemli
sayıda silahlı, silahsız taraftar bulacak; yetmedi, binlerce masum, zavallı insanın kanına
girecek…
Dökülen nice kanlar, bağrı yanan nice analar ve talan edilen nice değerler
geride bırakılırken PKK’nın önderi olan Abdullah Öcalan da misyonunu tamamlaması
dolayısıyla sözde Avrupalı dostları tarafından gözden çıkartılmış ve adeta
paketlenerek yıllar boyu savaştığı Türk devletine hediye edilmişti. Aslında bu son,
bizce de henüz yıllar öncesinde görülmüş kaçınılamaz bir gerçekti.
Apo yakalandı; PKK, taktik ağırlıklı geri manevra yaparak şiddete ara verdi. Ama
sorun yine aşılamadı. Çözümsüz kalındı. Suni meselelerle asıl gerçekler örtbas
edilmeye çalışıldı.
Peki neden?
Bu noktadan sonraki bölümleri okurken lütfen hiddetlenmeyin; suçu, biraz da
kendinizde arayın! Özeleştirinizi yapın ve iyice düşünün!
Çünkü; gençlik dün olduğu gibi yarınlarda da tehlikededir. Ve buna engel teşkil
etmek biraz da halkımızın elindedir.
Henüz yıkılan koca imparatorluğun mirasını kurtarmak endişesi yaşarken altına
imza konulan Sevr Anlaşması, gereğinin yerine getirilemeyişinin bir neticesi olarak
patlak veren 1925 tarihli Şeyh Sait ayaklanması tarihte yeni bir sayfa açtı. Ve
ayaklanmalar zinciri bu tarihten itibaren belirli aralıklarla devam etti. 2000’li yıllara
değin bütün şiddetiyle uzandı. Bu noktada iki önemli faktör vardı:
Birincisi ihaneti yaşayan unsurlardı. İkincisi ise; bilinçli veya başka nedenlerden
Ötürü ihaneti yaşatan, karanlık diye nitelendirilen aslında birer kukladan başka hiçbir
fonksiyonları olmayan sözde güçlerdi.
Bugün ülkemizin içinde bulunduğu ve şahsımı da içine çekerek vuku bulan
olaylar zinciri, aslında yıllar öncesinden teşhisi konulmuş, süreç içerisindeki
sistematik düşmânsı tavırların sonucuydu.
1905’li yıllarda Siyon liderlerinin toplanarak aldıkları kararlar incelenir ise,
karşımıza çıkacak olan ilk sorun, mutlak Yahudiliğin dünya üzerine egemen olması
için izlenen bastırmacı, yıldırmacı, bölücü ve asimilasyona dayalı işlev olacak idi.
Zira önemli olan da buydu! Teoriden ziyade pratik baz alınmaktaydı.
Siyon protokolleri pratiksel ehemmiyeti olan, felsefeleri itibariyle; “dünya üzerinde
bulunan her Yahudi bir ajan ve her bir ajan Yahudi olmayanlar için büyük bir
tehlikedir”, sonucuna varmak mümkündü. Nitekim 1905’li yıllarda ortaya atılan
Siyonizm’in dünyanın efendisi olması düşüncesinin özellikle Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nde önemli bir etkinliğe sahip olduğu ve aktüel bir çok olayların bu ana so-
rundan kaynaklandığı aşinaydı.
Siyon protokollerinde neler bulunmuyordu ki. İşlenen tema itibariyle esas hedef
bakınız kendi ağızlarından nasıl ifade ediliyordu:
“Bizler Yahudiliğin yeryüzüne hakim olması için Yahudi olmayanları birer
köle yapacağız. Onları hizmetimizde çalıştıracağız… Tüm dünya devletlerinin
Önemli merkezlerine yerleşeceğiz. Birtakım devletlerin yönetimini ele
geçireceğiz… Şayet bunu beceremez isek, Yahudi olmayanları propagandalar
ile kışkırtacağız… Düşüncelerini dahi satın alacağız. Gençliği yozlaştırıp yok
edeceğiz… Sürekli Yahudi olmayan devletleri etnik sorunlar ile içte güçsüz
duruma düşüreceğiz. ”
Bu tümceleri kaleme almamdaki neden, asıl konumuza yani iç ihanete giriş
yaparken zihnimizi çok yönlü kullanabilmemiz ve sorunların temelinde hangi
fraksiyonel nedenlerin yattığının kanıksanması içindi.
Daha 1905’li yıllarda temeli atılan ve sonraki yıllarda belirli noktalarda toplanan
Siyon liderlerinin istediği dünya oluşumu esas itibari ile gerçekleşti ve günümüzde bu
zihniyet ağırlığını iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Gençlik, fuhuş ve eroin
sektöründe birer meta olmaktan kurtulamadı. Bölücü, irticai faaliyetlerde yerli
işbirlikçiler her dönem önemli bir yer edindi. Esasen bunlar, duygularını ve düşüncelerini
Siyonizmin hizmetine sunan zayıf şahsiyetli kimselerden olmuşlardı. Hakim
sınıf, yönetici kadrosu değil, yozlaştırmayı en çabuk gerçekleştiren medya sınıfı oldu.
İşin çıkmaz ve acı taran tüm bunları kollayan denetleyici ajan kesim bürokrasiyi de
avucuna aldı. Ve insanların düşünceleri dahil her şeylerim maddeyle satın almak
mümkün oldu.
Evet, bunların yaşandığı, yaşatıldığı ülkelerden biri de Türkiye Cumhuriyeti
Devleti idi.
İşte bu kitap, artık yeterince tanınan, sıkıştığı vakit ateistken Hıristiyan, Hıristiyan
görünürken Müslüman olduğunu söyleme cüretkârlığını gösteren Apo’yu ve onun
özünde kendi ellerimizle güçlendirdiğimiz ihanetçilerin ihanetlerini anlatmakta ve
belgelemektedir. Yani Siyonist felsefenin çizgisi doğrultusunda maddi çıkar karşılığı
düşüncelerini, duygularını pazara çıkartan yerli işbirlikçileri ele almaktadır.
Neden?
Çünkü, maalesef yargı bu noktada tıkanmıştır. Şahsıma düşen görev ise, hem
tarihi bir önem kazanmış ve hem de belgeleri ve bilgileri kamuoyunun taktirine
sunmam hayati bir gereklilik taşıdığından ağır bir vefa borcu olarak karşıma
dikilmiştir.


   

SAMİ DEMİRKIRAN PKK İTİRAFLARI PDF Rating: 4.5 Diposkan Oleh: Admin

0 yorum:

Yorum Gönder